Koronavirüs gündemimiz hala bizi meşgul ederken, bahar ile birlikte kapımıza dayanan diğer tehlikeyi unutmayalım; Alerji… Çocuğunuzun baharı rahat geçirmesi için dikkat etmeniz gereken önlemleri uzmanına sorduk…
Bahar geldi, güneş içimizi ısıtıyor. Evde uzun süre kalmanın verdiği sıkıntıyla en ufak fırsatta kendimizi bu heyecana kaptırıyoruz, dışarı biraz nefes almaya çıkıyoruz. Maskelerimiz artık değişmez aksesuarımız olsa da çocuklarımızla temiz havayı içimize bol bol çekeceğimiz rotalara kaçışlar yapıyoruz. O yüzden belki de bu bahar daha dikkatli olmamız gerek!
Kışın karanlık ve kasvetli yapısından güneşli bahar aylarına geçilirken, cıvıl cıvıl bahar mevsiminde polenlerin de uyanışa geçmesi ne yazık ki alerjik bünyeli çocuklar ve aileleri için sancılı bir sürece de yol açabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi ve Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Alerji Uzmanı Doç. Dr. Günseli Bozdoğan; bahar alerjisine karşı alınması gereken önlemleri anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Bahar alerjisini hafife almayın, belirtilerini soğuk algınlığı ile karıştırmayın!
Bahar alerjisinin işaretleri nelerdir?
Tekrarlayan öksürük, nefes darlığı ve hırıltıdan burun akıntısına; arka arkaya birkaç kez hapşırmadan gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklığa; göz altlarında şişlik ve mor halkadan dudak, damak ve boğazda kaşıntıya… Bu ve benzeri sorunların iki haftadan uzun sürmesi çocuklarda bahar alerjisine işaret edebiliyor. Bahar aylarıyla doğanın uyanıp yeni giysilerini giymesi, alerjik bünyeli çocuklar ve aileleri için sancılı bir süreci de beraberinde getirebiliyor. Yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren bahar alerjisinin tedavi edilmemesi astım gibi çok ciddi bir hastalığa yol açabiliyor. Bahar alerjisinin belirtileri soğuk algınlığı ve griple de karışabildiği için, ailelerin iki haftadan uzun süren şikayetlerde mutlaka çocuk alerji uzmanına danışması gerekiyor.
Basit testlerle tanı koymak mümkün
Alerjik reaksiyona yol açan birçok ot çeşidi bulunuyor ve ot polenleri ilkbahar ayları ve yaz başında atmosferde en yüksek düzeylere ulaşıyor. En çok alerjiye yol açan yabani ot polenleri pelin otu, yapışkan otu ve sinir otu; en yaygın alerjik reaksiyona yol açan ağaç polenleri ise çam, huş ağacı, servi, zeytin ağacı, kavak, kızıl ağaç ve fındık ağacı. Yabani ot polenlerinin bir kısmı yıl boyu havada bulunur ve alerjik şikayetlere neden olur. Bahar alerjisi tanısının doğru konulması için bazı testler yapılması gerekir.
Deri prick testleri kolay uygulanan, kısa sürede sonuç veren deri üzerine uygulanan testlerdir. Çeşitli ağaç, ot, yabani ot polenlerini içeren hazır ticari solüsyonlar deri üzerine damlatıldıktan sonra sivri uçlu ince plastik çubuklarla deri üzeri çizilerek solüsyonun deri ile teması sağlanır ve 15-20 dakika sonra oluşan kızarıklık ve kabarıklık ölçülür. Alerjik olan polen çeşidi böylece tespit edilir. Ayrıca burun salgısında alerji hücrelerinin varlığı da alerjik nezle tanısı için yardımcıdır. Kanda Total IgE ve polen spesifik IgE ölçümünü içeren kan testleri yapılabilir. Özellikle bahar alerjisinden şüphelenen hastaların Şubat-Eylül arası bu testleri yaptırmalarında yarar vardır. Bu aylarda vücuttaki alerjik cevap düzeyi artacağından tanı kolaylaşır.
Tedaviyi geciktirmeyin, yarıda bırakmayın!
Tedavinin geciktirilmesi ya da hastalığın ortadan kalktığı düşüncesiyle yarıda bırakılması ciddi sonuçlara yol açabilir. Polen alerjisi tedavisinde ilk aşama ‘korunma”. Tedavide alerjik nezle varlığında antihistaminik şuruplar ve burun spreyleri, kortizon içeren burun spreyleri ve astım tedavisinde kortizonlu spreyler kullanılır. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda immünoterapi yani polene karşı aşı tedavisi mümkündür. Aşıların iğne ve damla formlarına yeni olarak polen aşı tabletleri de son yıllarda eklenmiş bulunuyor.
BU ÖNLEMLERE DİKKAT!
Bahar alerjisine karşı ebeveyn olarak çocuklarınızı korumak için almanız gereken bazı basit ama etkili önlemler var. İşte o önlemler;
* Polenlerin yoğun olduğu saatlerde zorunlu olmadıkça dışarı çıkarmayın.
* Dışarı çıkarken maske ve güneş gözlüğü takarak; burnunun, ağzının ve gözlerinin korunmasına özen gösterin. Zira gözle görülemeyen polen taneciklerinden korunmak çok önemli.
* Pencereleri polenlerin yoğun olduğu saatlerde; özellikle sabah 10:00’a kadar açmayın.
* Dışarıdan eve girince elini ve yüzünü iyice yıkamasını sağlayın.
* Eve gelir gelmez kıyafetlerini hemen değiştirin ve mümkünse duş aldırın.
* Evinizde klima varsa polen filtreli olmasına dikkat edin ve sık sık temizletin.
* Özellikle çocuğunuzun odasında toz tutacak eşya, oyuncak bulundurmayın.
* Battaniyesinin yün yerine pamuklu ve elyaf olmasına özen gösterin, nevresimlerini her hafta 60 derecede yıkayın.
* Polenlerin yapışmasını önleyebildiğinden, burnun dış kısmına ve gözlerin etrafına ince bir tabaka vazelin sürebilirsiniz.