Belki de çocukların en çok sevdiği sunuculardan Lemi Filozof… Bugüne kadar oynadığı sinema filmleri, sunduğu programlar onun renkli ve sempatik kişiliği ile şekillenmiş. Çocukların ‘Lemi abi’sini gelin yakından tanıyalım…
Oyunculuk deneyimi çok eskilere, 1998 yılında yayınlanan Gurbetçiler dizisine kadar uzanıyor. Çocuk oyuncu olarak başladığı serüven bugün sunucu, yapımcı, oyuncu olarak devam ediyor… Yani çalışmayı, üretmeyi, öğrenmeyi, öğrendiklerini paylaşmayı çok seven biri Lemi Filozof… Çocukları çok seviyor. Sevgisi halen sunmakta olduğu, TRT Çocuk ekranlarında yer alan ‘Sürpriz Kutusu’ programının başarısında da görülüyor. Sempatik ve renkli sunumuyla, arada ekran olsa da çocuklar onu aralarına hemen kabul etmiş. “Bence beni sevmelerinin en büyük nedeni onları birey olarak kabul edip onlara saygı ve içtenlikle sesleniyor olmam; aynı sokaktaki arkadaşları gibi” diye özetliyor sempatik oyuncu bu sevgiyi.
Şimdilerde ‘Lemi Abi Çocuk Kulübü’ adıyla bir youtube kanalı açtı. Bu kanalda uzaylı “Zuzi”yle yaşayacağı maceraları çocuklarla paylaşan Lemi Filozof’u daha yakından tanımak istedik ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik… Keyifli okumalar…
Lemi önce kısaca kendini bize tanıtabilir misin?
Tüm okurlara öncelikle sağlıklı ve mutlu günler dilerim. 1983 İstanbul doğumluyum. 1998 yılında oyunculuk için adım attım, Kadıköy Belediyesi Gençlik Tiyatrosu’na girdim ve eğitim aldım. Aynı sene “Gurbetçiler” adlı TV dizisinde çocuk oyuncu olarak rol almaya başladım. Tiyatroda, dizi, reklam filmleri, sinema setlerinde koştururken, yani aslında oyunculukta alaylı bir yoldan yürürken aynı zamanda açık öğretimde de lisans eğitimimi tamamladım. Anadolu Üniversitesi’nde Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünü tamamladım. Sonra işimle ilgili tüm ezberlerimi yıkabilmek ve yeni bir güncelleme için Kadir Has Üniversitesi’nde Film ve Drama yüksek lisans eğitimi aldım. Son yıllarda tiyatro ve seslendirme çalışmalarımla birlikte TRT Çocuk ekranında “Sürpriz Kutusu” programını sunuyorum.
Bence çocukların beni sevmelerinin en büyük nedeni onları birey olarak kabul edip onlara saygı ve içtenlikle sesleniyor olmam; aynı sokaktaki arkadaşları gibi…
Çocuk izleyicisi olan, çocuklarla iç içe olduğun yapımlarda seni hem sunucu hem de oyuncu olarak görüyoruz. Çok da beğenerek takip ediyoruz, çocuklar seni çok seviyor… Bunun bir sırrı var mı?
Teşekkür ederim. Hepsi benim birtaneciklerim:) Sırrım yok. Bence beni sevmelerinin en büyük nedeni onları birey olarak kabul edip onlara saygı ve içtenlikle sesleniyor olmam; aynı sokaktaki arkadaşları gibi. Şımarmıyorum ya da yaş olarak “onların seviyesine inmem gerek” telaşına düşmüyorum. Dürüstlük yeterlidir. Çocuk içeriği sunmak tabii ki çocuklarla özel bir iletişim kurmaktan geçiyor; fakat içine oyunculuğun da girmesiyle iletişimimiz daha da bütünleşmiş oluyor. Ben aslında teknik olarak sevgi dolu bir abiyi ya da iyi bir arkadaşı oynuyorum. Aslında çoğu zaman oynamama gerek kalmıyor, onlara olan sevgim ve çocukların asla kandırılamaz olan varoluşlarına karşı büyük bir saygı duyuyorum. Kameraya konuşurken onları bana bakarken hayal ediyorum ve o tertemiz meraklarıyla beni izlediklerini biliyorum. Bu o anda gelecekle kurabildiğim bir bağ. Teknik olarak oynadığım zamanlar ise çok daha az; mesela o gün biraz hastaysam, moralim bozuksa, kötü bir haber almışsam tabii ki o enerjiye yükselmem bazen zor olabiliyor. İşte orada da imdadıma teknik tecrübem koşuyor ve iletişim kaldığı yerden ilerleyebiliyor. Çocukların sevgisi, planlanarak kazanılamaz, onlar kandırılamaz. Çünkü kalbimi hissettikleri için ekrana kilitlenip beni dinliyorlar. Onlar kimseyi idare etmezler; ya severler ya sevmezler. Çocuklar dünyanın en temiz sayfaları ve geleceğin de güneş ışıkları onlar.
Çocuklara hitap eden yapımlarda yer almak özellikle istediğin bir şey miydi?
Aslında geçmişte çocuk tiyatrolarında rol aldım fakat üzerinden uzun yıllar geçmişti. Özellikle planladığım bir alan değildi. Sürpriz Kutusu programından böyle bir teklif gelince değerlendirmek istedim. Hitap ettiğim, yakın olduğum bir kitle değildi çocuklar. Sunmak ve oynamak yapabileceğim işlerdi ama el işleriyle projeleri yapabileceğimden emin değildim. Bu benim için yeni bir deneyimdi. Başarmak istedim. Aslında ilk başlarda çok zorlandım. El becerisi gerektiren bir iş olduğu için aynı anda yapmam gereken çok iş oluyordu. Senaryoya bağlı kalmak, aynı anda sunmak ve kartonları boyayıp plastikleri yapıştırmak gözümü korkutmuştu ama ekibin de desteğiyle her geçen gün daha iyiye gitti.
Çocuklar kimseyi idare etmezler; ya severler ya sevmezler.
Sürpriz kutusu programının uzun süredir sunuculuğunu yapıyorsun. Bu programın uzun soluklu olması ve çocukların bu programa olan ilgilerinin nedeni nedir sence?
“Sürpriz Kutusu” teknik olarak büyük bir hassasiyetle hazırlanmış bir format. Yapımcılarımız, pedagoglar, metin yazarlarımız ve etkinlik tasarımcımız her ayrıntıya çok ama çok büyük bir ciddiyetle yaklaşıyorlar. Tertemiz bir içerik. Çocuklar bence sandığımızdan çok daha dikkatli insanlar. Şarkılarımız, samimiyetimiz, bilmecelerimiz, el işi projelerimiz, formata iyi hizmet eden dekorumuz ve “Dönüştüratör” isimli geri dönüşümü temsil eden çevre dostu robotumuzu çok seviyorlar. Tek yoldan giden bir format değil; birkaç güzel fikrin birleşimi olmasından dolayı programın başarılı olduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde bir Youtube kanalı açtın. ‘Lemi Abi Çocuk Kulübü’… Yine çocuklar var odağında. Bize biraz nasıl yola çıktın, proje nasıl gelişti, Zuzi nasıl ortaya çıktı anlatabilir misin?
Çok eğlenceli geçiyor çekimler ve öğretici de olacağını hayal ederek tasarladığım bir kanal. Yazdığım içeriklerin de çok didaktik olmadan, yaşayan diyaloglar üzerinden çocuklara ulaşması için çaba gösteriyoruz. Bu kanalda uzaylı “Zuzi”yle yaşayacağımız maceralar var. İleride ise planladığım yeni karakterler de var.
Ben uzaya, yıldızlara çok meraklıyım. Şimdi çocukların da çok merak ettikleri bir alan bence. “Bir uzaylıyla iletişime geçsem ona neler anlatırdım, neler öğretirdim, nasıl eğlenirdik, ondan neler öğrenebilirdim acaba” fikrinden yola çıktım. Grafiklerin ve çizgi dünyamızın proje içindeki yeri yadsınamaz.
Lemi abi ve Zuzi; bir uzaylıyla iletişime geçsem ona neler anlatırdım, neler öğretirdim, neler öğrenebilirdim, nasıl eğlenirdik fikrinden doğdu…
Bu kanal çocuklar için… Kanalına üye olan çocuklar, Lemi Abi ve Zuzi’nin maceralarına konuk olan çocuklar kanalında neler bulacaklar? Neler öğrenecekler?
Tesadüfen başka bir galaksiye ışınlanırken hesaplama hatası yapan bir uzaylı, benim atölyeme ışınlanıyor ve tabii uzun süren bir şaşkınlıktan sonra arkadaş oluyoruz. Amacım ona dünyamızı, farklılıklarımızı, coğrafyalarımızı, yaşayış tarzlarımızı, kültürlerimizi ve dünyamızın çevresel hassasiyetlerini anlatmak ve gezegenimizi ona tanıtmak. Zuzi öğrenirken çocuklarımızı da bu öğrenme sürecine dahil etmek tabii. Bunun yanı sıra Zuzi’nin de bana öğreteceği şeyler var. Karşılıklı bir serüven yani…
Aslında bu kanalın kendi tasarladığım serilerinin dışında da gerçekten bir çocuk kulübü olmasını istiyorum. Amacım bu. Yani yetenekli insanlar burada kanalıma gelip içerik üretebilecekler. Çocukların eğlenebileceği, öğrenebilecekleri faydalı bir fikri bu kulüp içinde birbirimize destek olarak gerçekleştirebileceğiz. Her videoda olmak zorunda değilim zaten. Bu kanal içerikler açısından öncelikle benim korumam ve güvencem altında zamanla ilerlerleyecek bir platform olacak. Şarkılar söyleyeceğiz, el işi tasarımları birlikte yapacağız ve tabii çeşitli maceralar da yaşayacağız. Ama öncelikle sevgi dolu bir yolu inşa edeceğiz. Bu da güvenle başlar.
Oyuncu olmak isteyen minik dostlarıma bol bol kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Özellikle hikaye kitapları.
Oyunculuğa erken yaşlarda başladığını biliyoruz. Oyuncu olmak isteyen miniklere neler söylemek istersin?
Oyuncu olmak isteyen minik dostlarıma bol bol kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Özellikle hikaye kitapları. Dünya klasikleri ve Anadolu klasiklerinde çok güzel örnekler var. Hikayeler dünyaları tanımak, insanları tanımak, farklı düşünceleri ve kültürleri anlayabilmek için en iyi yol. Bunlara biraz bakmadan oyunculuğu anlamak çok zor. Çünkü bu saydıklarım oyuncunun kullandığı materyallerdir. Küçük dostlarım hayallerinden hiç vazgeçmesinler, onların hayallerine müdahale etmeyelim, yaşamayı istedikleri hayatı yaşasınlar.
Oyunculuk senin için ne ifade ediyor?
Oyunculuk çok büyük bir lunaparkta oyuncaklar arasında gezip hepsini deneyimlemek gibi. Bazen indikten sonra diğer oyuncağın gelmesini beklemek zor olsa da her serüven arasında bazen biraz dinlenmek, düşünmek, empati ve öz eleştiri yapmak gerekir.
Bizimle paylaşmak istediğin yeni projelerin var mı? Varsa öğrenebilir miyiz?
Dünyada ve ülkemizde şartlar eskiye doğru dönmeye başlarsa; metni hazır olan bir doğa ve çevre müzikaliyle sahneye çıkmak, çocuklarla buluşmak istiyorum. Bakalım kısmet…