Home ÇOCUK PSİKOLOJİ Bu benim çocuğumun başına gelmez!

Bu benim çocuğumun başına gelmez!

0
108

Bu ebeveynlerin asla kurmaması gereken bir cümle… ‘Bu benim çocuğumun başına gelmez’ demeyin. Son yıllarda sık sık duyduğumuz, kanımızı donduran bir konu ‘çocuk istismarı’… Ne yapmalı, nasıl yaklaşmalı, çocuklara bu konunun önemi nasıl anlatılmalı? Uzmanına sorduk…

Ebeveynler ve çocuklar istismar konusunda bilgilendirilmeli. Çocuklar her zaman denetim altında olmalı. Özel bölgelerine kimsenin bakmaya dokunmaya hakkı olmadığını bilmeli. Bu hafta, Bağcılar’daki bir mahallede suculuk yapan bir kişinin işyerine yaptırdığı süngerli odada mahallenin çocuklarına yıllarca tecavüz ettiği ve bu anları kayıt altına almasıyla ilgili haberler toplumda infiale neden oldu.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Yıldırım, istismar olayları olmadan çocukların güvenliğinin nasıl sağlanması gerektiği konusunu değerlendirdi.

Çocuklarınızı her zaman takip edin!

Takip cihazları, takip sistemleri, akıllı saatler, telefonlardaki uygulamalar, konum uygulamaları gibi uygulamalarla çocukların her zaman takip ediliyor olması gerekir. Çünkü çocuklar korkularından bunları paylaşamayabiliyorlar. Ya da tehdit altında olabiliyorlar. Bu tarzda eylemleri gerçekleştiren kişiler çoğunlukla tanıdık kişiler oluyor. Bu yüzden de ‘Bu benim çocuğumun başına gelmez. Ben zaten tanıdığım, bildiğim kişilere yolluyorum’ ya da ‘Tanıdığım, bildiğim ortamlarda bulunmasına izin veriyorum’ gibi düşüncelerde bulunmamak gerekiyor.

“Bu olaylar olmadan daha önleyici bir noktada olmamız bizler için çok çok kıymetli.”

Yine üzücü ve aslında hepimizi derinden etkileyen, kanımızı donduran, tepkiselliğimizin çok üst boyutlara çıktığı bir haberle karşı karşıya kaldık. Ne yazık ki bu olaylar sonrasında üzerine düşünme ve paylaşma noktasında olabiliyoruz. Bu olaylar olmadan daha önleyici bir noktada olmamız bizler için çok çok kıymetli. İstanbul Bağcılar’da 60 yaşındaki bir kişinin çocuklara karşı bir cinsel istismarda bulunduğu, bunun için özel bir oda yaptırdığı ve mahallenin çocuklarına yıllarca tecavüz ettiği ve bu anları da kayıt altına aldığını öğrendiğimiz bir haberle karşı karşıya kaldık. Burada aslında en önemli detay şu; çocuğun ailesi okuldan çıkıp geç kaldığını fark ettiklerinde sorgulamaya başlıyorlar.

“Çocukların her zaman denetim altında olması çok önemli.”

Uzun zamandır çocukların güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve istismarın ne şekilde tespit edileceği konuları çok konuşuluyor. Hep şunu vurguluyoruz uzmanlar olarak. Çocukların her zaman denetim altında olması, takip cihazlarının, takip sistemlerinin, akıllı saatlerin, telefonlardaki uygulamaların, konum uygulamalarının kullanılması ve çocukların her zaman takip ediliyor olması bizler için çok önemli, çok kıymetli.

Çünkü çocuklar bunları tam olarak ifade edemeyecek noktada olabiliyorlar, korkularından bunları paylaşamayabiliyorlar. Ya da tehdit altında olabiliyorlar. Bu tehditlerden çok fazla korkabiliyorlar. Bu yüzden aslında bizlere düşen en önemli nokta, çocukların o denetimlerini sağlayabilmek, bunu da çağımızda programlar üzerinden yapabiliyoruz. En temel noktamız bu olabiliyor.

Çocuklara özel bölgeleri öğretilmeli

Çocuklara küçük yaşlardan itibaren bazı bilgilerin verilebiliyor olması çok önemli. Çocuklara; özel bölgelerimiz nereler, kimsenin bu bölgelere dokunmaması gerektiği, bu şekilde oyunların olamayacağı, bu şekilde arkadaşlıkların kurulamayacağı, ‘Ben senin amcan sayılırım, ben senin deden sayılırım’ ya da farklı bir şekilde kendilerine yaklaşan kişileri tanıyor olsalar bile bu noktalara dikkat edilmesi gerektiğinin vurgulanması çok önemli. Bu bilgiler bir kere verilip hayatımıza devam edeceğimiz bilgiler değil. Sık sık belli aralıklarla çocuklara bu bilgiler verilmeli, bilgilendirici hikayeler okunmalı ya da ‘Böyle bir durum olsa ne yaparsın, şöyle bir durum olsa ne yapacağını biliyor musun?’ gibi aslında böyle paylaşımlar içinde olmamız gerçekten çok önemli.”

Çocuklar oyunlarla çizimlerle çok iyi ifade edebiliyorlar

Ebeveynlerin çocuklarının davranışlarına çok dikkat etmesi gerekiyor. Çocukların davranış şekilleri, değişen davranış paternleri varsa bunlara çok dikkat edilmeli. Çocuklar aslında çok iyi ifade edebiliyorlar. Yani çocuk daha öfkeli şekilde davranışlarda bulunuyorsa, oyun temalarında farklı oyunlar kurmaya başladıysa, resimlerinde bunu vurgulamaya çalışıyorsa burada bizlerin de çok iyi birer gözlemci olması gerekiyor. Çocukların davranışları, duyguları, düşünceleri, fark ettirmeye çalıştıkları o çizimleri, oyun kurmaları bu noktalarda çok bilinçli olmamız gerekiyor. Bunların farkına varmamız gerekiyor, ebeveynler, anne babalar, bakım verenler olarak…

Çocuklarla bu süreçleri, hazır olduklarında çalışmalı

Bu tür olaylar bedensel zararlarının yanı sıra çocukların zihninde psikolojik olarak da çok fazla sonuçlara neden oluyor. Çocuklar o travmatik olaylardan etkilenebiliyorlar. Burada bahsettiğim şey gerçekten çocukların bir travmatik olayla karşı karşıya kalması diyebiliriz. Bu şekilde tanımlamak çok yanlış olmaz. Çocuklarla bu süreçleri, hazır olduklarında çalışmak çok değerlidir. Çünkü çocukların bu süreçleri, yaşadıkları görmezden gelindiğinde de ilerleyen yaşlarda, ilerleyen süreçlerde olumsuz etkileri olabiliyor.

‘Ben zaten tanıdığım, bildiğim kişilere yolluyorum’ denmemeli

Ve son olarak unutulmaması gereken önemli bir nokta da şudur. Bu tarzda eylemleri gerçekleştiren kişilerin yabancı kişiler olmadığı, tanıdık kişilerin olduğudur. Büyük bir oranda bunu saptayabiliyoruz. Bu yüzden de aslında ‘Bu benim çocuğumun başına gelmez. Ben zaten tanıdığım, bildiğim kişilere yolluyorum’ ya da ‘Tanıdığım, bildiğim ortamlarda bulunmasına izin veriyorum’ gibi düşüncelerde bulunmamalıyız. Her zaman çocuğumuzu bu bilgilerle, bu farkındalıkla yetiştirmeye özen göstermeliyiz.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here