Eve yeni bir bebek geldiğinde her şey değişir… Büyük kardeşin duyguları, anne babanın kaygıları, evdeki yeni düzen… Ama korkmayın, doğru adımlarla bu dengeyi korumak mümkün! Psikolog Leman Özdağtekin, dengelerin sarsılmadan korunmasının yollarını anlatıyor.
Kardeşlik bağı, yaşamımızdaki en uzun süreli ilişki çeşitlerinden biridir. Kardeşler arasındaki bağ doğum öncesi dönemde başlayabilmekte ve onların kişilik özelliklerinin şekillenmesine, bilişsel ve sosyal becerilerinin gelişebilmesine katkıda bulunmaktadır. Sevgi, saygı, empati, paylaşmak gibi değerleri tanımalarına yardımcı olmaktadır.

Araştırmalar büyük kardeşlerin küçük kardeşler üzerinde olumlu bir role sahip olduğunu gösteriyor. Büyük kardeşin kardeş ilişkilerinde örnek teşkil etmesi ve küçük kardeşe karşı öğretici konumda olması onun sağlıklı bir kimlik geliştirebilmesine destek olur. Kardeşlerin duygusal olarak yakın hissetmeleri onların güven dolu, paylaşımcı ve anlayışlı bir ilişki geliştirmelerini sağlamaktadır. Çocukluk döneminde paylaşılan anılar ve deneyimler, aynı ailede büyümenin getirdiği ortak kültür ve değerler ilerleyen yıllarda kardeşler arasındaki bağın daha da güçlenmesine sebep olmaktadır.
Kardeşler arasındaki anlaşmazlıklar onların çatışma ve problem çözme becerilerini geliştirir, farklı bakış açılarını anlamayı öğretir, empati yeteneklerini güçlendirir.
Kardeşler arasında ilgi yarışı olabilir
Bunun yanı sıra, kardeş ilişkileri sevgi ve destek üzerine kurulu olsa da zaman zaman rekabet ve kıskançlık gibi duyguları beraberinde getirebilmektedir. Rekabet, kardeşler arasında en sık görülen dinamiklerden biri. Rekabet; üstünlük sağlamak amacı ile rakiplere karşı yürütülen yarışma etkinliklerinin bütünü anlamına gelir.
Kardeşler genellikle ebeveynlerin ilgisini, sevgisini ya da onayını almak amacı ile zaman zaman kendilerini bir yarış içinde bulabilmektedirler. Bu yarış ebeveynler tarafından sağlıklı bir şekilde yönetildiğinde bu rekabet onların gelecekte hedef belirleyebilmelerine, kendilerini akademik ve sosyal alanda geliştirebilmelerine, hayatları ile ilgili önemli kararlar alabilmelerine, başarılı bireyler olmalarına fırsat sunar.

Kıskançlık yaşanması çok normal
Kıskançlık; sevilen birinin veya bir nesnenin başkası ile paylaşılmak istenmemesidir. Çocuklar özellikle erken dönemde anne ve babalarını çevredeki herkesten kıskanabilir, ebeveynlerini kardeşleriyle paylaşmak istemeyebilirler. Burada önemli olan kıskançlığın ne boyutta yaşandığıdır. Aşırı düzeyde olmamak şartıyla, kardeşlerin arasında kıskançlık yaşanması normaldir. Kardeşler arasındaki anlaşmazlıklar onların çatışma ve problem çözme becerilerini geliştirebilmekte, kişilerarası ilişkilerde daha başarılı olmalarına yardımcı olmaktadır. Birbirlerinin farklı bakış açılarını anlamayı öğrenebilmekte, empati yeteneklerinin güçlenmesine yardımcı olmaktadır.
Ebeveynlerin yaklaşımı çok önemli
Kardeş ilişkilerinde ebeveyn yaklaşımlarının doğru adımlarla yürütülmesi bu sürecin sağlıklı gelişebilmesi için oldukça önemlidir.

Anne ve babaların hatalı davranışları, çocuklarına eşit ilgi göstermemeleri, ihmal edici yaklaşımlarda bulunmaları kardeşler arasındaki kıskançlığı tetikleyebilir. Bu nedenle, çocuklar arasındaki dengeyi sağlamak, adil davranmak, her çocuğa eşit ilgi göstermek ve onların bireysel başarılarını takdir etmek bu tür kıskançlıkları azaltabilmektedir. Ayrıca, ebeveynlerin kardeşini kıskanan çocukla yetişkin gibi konuşmaları, onun duygularını öğrenmeye çalışmaları, ona her çocuğun sevgisinin ayrı olduğunu söylemeleri kardeşler arasındaki kıskançlığı hafifletebilmektedir.
Yetişkinlik dönemlerinde kıskançlık ve rekabet duygularının yerine genellikle paylaşım, güven, destek ve sorumluluk gibi duydular gelir. Özellikle ebeveynlerin yaşlanması ve sağlık sorunları ile mücadele etmesi kardeşler arasındaki iş birliğini kuvvetlendirmektedir. Kardeşler, zor zamanlarda birbirlerine dayanak olabilmekte, aile içinde yaşanan problemlerde, kayıplarda ya da kişisel sorunlarda birbirine destek olabilmekte, bu durum da onların psikolojik sağlamlığını artırabilmektedir. Sağlıklı kardeş ilişkileri, anlayış, hoşgörü ve karşılıklı saygı çerçevesinde uzun yıllar boyu sürmektedir.



